BEDEN TİYATROSUNUN KURAMSAL TEMELLERİ
1. İnsan bedeni, insan sesi kullanılmaksızın / olmaksızın (örneğin sağır-dilsizlerde de) bağımsız bir anlatım aracıdır. İleriki aşamalarda, insan sesi de bir anlatım aracı olarak kullanılabilir. Bu kullanım, tiyatrodaki kullanımdan nitelikçe farklı olacaktır. Örnekse, sesin duygubilimi irdelenecektir. Şerh: Tiyatronun çeşitli ekollerinin insan sesi ile ilintili varsayım-koyutları baştan değilleniyor.
2. Beden, alt birimlerden oluşur. Kollar ve bacaklar bedenden ayrı düşünülebileceği gibi, ona yapışık olarak da kullanılabilir.
3. Beden, devinir ya da durur. Devinimleri ve durguları alfabetikleştirme yaklaşımı dilsel açıdan geçersizdir ama bir notasyon denemesi her zaman yeğlenir. Modern danstaki notasyonların birbiriyle uyuşmazlıkları, ilgilendikleri devinim tümel kümelerinin arakesitleri olmayabildiği içindir.
4. Bedenin devinimleri ve durguları, duygu anlambirimleri ile, birebir olmasa bile, yakın ilintiler taşır, sevinçten havaya sıçramak veya korkudan donakalmak gibi... Bunları gevşek örüntülü anlam göstergeleri olarak, çeşitli kültürler açısından listelemek, beden tiyatrosu için yararlı bir dağarcık yaratır.
5. Duygu anlambirimleri; nefret, mutluluk, üzüntü, korku, acı, sevgi ve öfke gibi temel duygulardır (gösterge birimlerdir de). (Yediden beşe inerse, nefret ve üzüntü ‘sevgi değil’ ve ‘mutluluk değil’ olarak çıkartılabilir.
6. Beden tiyatrosu; folklor, modern dans, modern bale, dans, klasik bale, tiyatro ve cazdan yararlanır. Bu öğelere yenileri katılabilir. Bazı öğeler, beden tiyatrosu kategorisine geçi olarak girip çıkabilir.
7. Bir beden tiyatrosu oyuncusunun uygulamada ve kuramda (temel özellikler olarak) bu öğeleri öğrenmiş olması gerekir.
8. Beden öğelerinin ayrı ayrı ve birlikte devinimleri ve durguları farklı anlatım kompozisyonları niteliği taşır.
9. Beden tiyatrosu, bu kompozisyon kümelerinin evrensel kümesini araştırıp (kuramda ve sahnede) bulmaya çalışır. Ayrıca, aşkınlık vektörlerini de sorgular.
10. Bir beden tiyatrosu yönetmeninin bir süre beden tiyatrosu oyunculuğu yapmış olması gereklidir. Oyuncularının duyduklarını kavrayabilmesi için bu uygundur.
11. Bir beden tiyatrosu yazarının temelde altıncı maddeki öğeleri bilmesi ve beden tiyatrosunda potada eriterek kullanabilmesi gerekir.
12. Herhangi bir kişi; oyuncu, yazar ve yönetmen üçlüsünün birden çok öğesini üstlenebilir.
13. Beden tiyatrosu, görsel ve işitsel tüm öğelerden yararlanabilen, görsel-işitsel bir plastik sahne sanatıdır.
14. Beden tiyatrosu, sahne sanatlarında 20. Yüzyıl’daki öncü akımların 21. Yüzyıl’a geçen bir biçimidir. Bunu ancak epsilon artı değerler düzeyinde becerebilecektir.
15. Beden tiyarosu; mim-drama, mim-dans, caz-bale, dans tiyatrosu, salt dans, modern-dans, modern bale gibi ürünler verilmiş, arakesit-alt dalları işler, onlardan yararlanır / öğrenir ve bütününü ve daha ileri bir aşamaya taşımaya ve parçalarını bütünleştirmeye çalışır.
16. Beden tiyatrosunun anlatım platformu olarak, soyutluk ve gerçeküstülük eğilimi / gizilgücü yüksektir. Bunda, motor duyu-dilin henüz bir öndil aşamasında olmasını payı vardır.
17. Oyuncular hariç, sahne üzerindeki herşeyin bir anlamı, işlevi ve varlık nedeni olmalıdır. Eşyalar, yabancılaşma / uyumsuzluk efekti olarak / için kullanılmaz. Eşya; bayağılaşma (: banalizisyon), şeyselleşme (: reification) ve mülklülük (: possesion, ‘tutkululaşma’ anlamında değil) yaratır.
18. Beden tiyatrosu, bir boyutta / parametrede, sanatsal bir bireşim denemesidir. Sinemanın tiyatroya yaptığını, yani onu ezip geçmeyi, yapmayacaktır. Tiyatroyla bireşim arayışı içinde olacaktır. Tiyatro, bedenin olanaklarını tümüyle kullanmadığı için eksik kalmıştır. Beden tiyatrosu, bedenin dillerini yaratacaktır. Bu sonuç, diğer sanat dallarınca da kullanılabilir olacaktır.
19. Beden tiyatrosu, yeri ve zamanı geldiğinde kendi fesh / tasfiye edecektir. Kayıtlara geçen varlığı, topatıp mekan zaman içinde sürmek zorunda değildir.
20. Beden tiyatrosu, öncünün öncüsü kalmak ilkesine uyar. Geleneksel öncüleştiğinde, ya kendini yeniler, ya da yok edilir. Öncünü öncüsü olmayan sanat dalı sanat değildir. Şerh: Öncü kalabilmek, her zaman ve her yerde o sanat dalını içkinliklerine balğı değildir, kimi dışsal kültürel öğeler de bir sanat dalını öncü kılabilir.
BEDEN TİYATROSUNUN UYGULAMA TEMELLERİ
1. Çalışmalar, sahne üzerinde ve masa başında yapılır.
2. Sahne üzerindeki çalışmalar doğrudan uygulamadır.
3. Masa başındaki çalışmalar zihne yöneliktir.
4. Bedeni beyin yönetir. Beyni kimi beden yönetebilir.
5. Çalışmalar, en yararlı biçimde, bir çalıştıran-çalıştırılan ikilisi olarak yapılır.
6. Bir yöntem de, çalıştıran-çalıştırılan’ın ters dönmesidir. Yani, çalıştıran çalıştırılan, çalıştırılan da çalıştıran olur.
7. Çalıştıran, devinimlerin özünü önce kendi yapar, sonra çalışanın yapmasını sağlar. Sözel ve dokunsal iletişim kullanılır. Bedenin her yeri dokunulabilirdir. Cinsel tabular beden tiyatrosunda geçerli değildir. Yanısıra çıplaklık, teşhirci eğilimlerle kullanılmaz.
8. Çalışmalarda her tür müzik kullanılabilir. 1985 momentinde, ‘new age’ ve caz beden tiyatrosuna en yatkın türlerdi. ‘Art of noise’ modu, tam yaratılamamış ilginç bir müzik-dans eşlenikleştirmesi koduydu.
9. Bedene ait sayılan (kineziyolojik) özellikler, çalışmalarda ana ve vazgeçilmez ilkelerdir. onlara karşı çıkmak bedene kalıcı zararlar verebilir. Sporcuların rekor kırabilmek için, sakatlanmayı göze alabilmeleri, beden tiyatrocuları için uygun ahlaksal bir nitelik değildir.
10. Çalışmalar, anlatım kompozisyonlarını arayıp bulmayı ve kullanmayı uygular.
11. Beden plastik bir hammaddedir. Bedenin yoğrumsallığı heykelin yoğrumsallığına benzer ama et ve kemiğin viskositesine yakın heykel malzemesi yoktur. Bunu anlamak için kasaplık yapmak yeter.
12. Bedenin plastik yeteneklerini geliştirebilmek için, çeşitli disiplinlerden (spor, vb) yararlanılır. Spor doktorluğu bile bu alanı tam bilgileştirememiştir. O nedenle beden tiyatrosu kendi bilgilerini kendi yaratabilir.
13. Kusursuzluk vazgeçilmez bir ilke değildir ve birden çok kusursuzluk formatı tasarlanabilir. Kusurluluk zorunlu bir ilke değildir ve kusurlar görelidir.
14. Kusurluluk ve kusursuzluk, anlatım aracı olarak, gerekli görüldüğünde kullanılabilir. Mükemmel bir devinim kümesine dağınıklık katmak, onu daha anlaşılır kılabilir.
15. Her zaman yeni devinim komposizyonu kümeleri kurulabilir. Bu iş, beden tiyatrosunun temel yönelimlerinden birisidir.
16. Beden devinimleri, hacim içi (sahnede yer değiştirerek) ve sahnede yer değiştirmeden olduğu yerde kalmak üzere, iki ana alt birime ayrılır. Bunların anlambilimleri ayrıdır.
17. İkili tanım eksenleri: Devinim-durgu, doğrusal-döngüsel (devinim), sürekli-süreksiz (devinim), dinamik-statik, etkin-edilgin, olumlu-olumsuz, içedönük-dışadönük, izlenimci-dışavurumcu, duygusal-düşüncesel, duygu/düşünce-davranış, zihin-kültür, form-kompozisyon, form-içerik, tekil-çoğul, dişil-eril, çocuksu-yaşlı. Şerh: Üçül ve çoğul eksenler de tanımlanabilir. Örnek: Yaş ekseni ‘0-100’ olarak çizilebilir. Duygu için, ‘içgüdü-coşum-duygu’ konabilir. Kültür, ‘antropoloji, etnoloji, folklor, sosyoloji’ olarak tanımlanabilir. Ana duygular, 5 veya 7 tane olarak tanımlanabilir.
18. Mimikler, bedenden bağımsızdır. Mimik, oyuncunun oyun sırasında kendisini dışarıdan seyreden / gözleyen ve tepki gösteren parçasıdır. Bu bir anlamda yabancılaşma / uyumsuzluk efekti olarak nitelendirilebilir. Diyelim, oyuncu bedeniyle oyunun içindedir / oyunla özdeşleşmiştir. Mimikse, oyunun dışındadır. Oyuncuya bakar, şaşırır, gülümser, kıkırdar. Mimikler bedenle, beden tiyatrosu bağlamında kopuktur / yabancıdır / başkaldırandır / uyumsuzdur. Herşeyden önce, ikisi arasında makro-mikro karşıtlığı vardır. (O nedenle de, klasik tiyatro anlayışında mimikler % 90 abartılıdır.) Aşırı dışavurum, beden tiyatrosunda olmayacak: Bu naifliğe dönüş özlemi değildir. Melodram abartısına / metafiziğine tavır koymadır. Yeni yüzyıl (veya ilk çeyreği), geçici bir ‘enazlama’ ilkesi çerçevesinde, bir sentezleme-arıtma dönemi olmalıdır...
19. Kostümler de eşya kabul edilebileceğine göre, dekordaki ilkeler ve en az ilkesi geçerlidir. Çıplaklık (sıfır kostüm) gerekirse kullanılabilir.
20. Makyajda da en az ilkesi geçerlidir. Gerekli görülmeyince hiç kullanılmayabilir.
(Eylül 1985 + Ocak 2003)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder