29 Şubat 2012 Çarşamba

Bedenimin Tarihi

Öncelikle çirkin bir bedenim var ve bundan hiç rahatsızlık duymadım. Eskiden sıska çirkindim, 1997’den beridir şişko çirkinim.

Bedenimin çirkinliği, kültürel olarak içinde yaşadığım ve kabaca her onyılda bir değişen ‘yakışıklılık’ kavramı içinde bir çirkinlik. Yoksa, görünürde hiçbir sakatlığım ve arızam yok.

Çocukluğumdan beridir, kendimde zenci kanı duyumsarım. Ama doğru, ama yanlış, 1989’da en büyük halam, bunu doğruladı, çünkü miras için nüfus kayıtlarını okutmuş.

Zenciliğimin kanıtı, çok uzun olan aşil tendonum ve yine çok uzun olan diz-ayak arası uzunluğum. Kollarımın ve bacaklarımın uzunluğu da oransal olarak fazlaydı. Basketbol, ense-bel arasını da uzattığı için, oransal durum değişti.

Bedenimi her zaman somut bir beden olarak duyumsadım. 14 yaşıma kadar akciğer hastalıkları ve bunun getirdiği ateş ile içedönüklük ve kendini (over-sense) çok-algılama gelişti. 14 yaşından sonra, tam da bana uygun tek spor olan basketbol ile bedenimin algısı çok doğrudan ve yoğun olarak yaşandı.

19 yaşında, 3.05-3.10 arasındaki potaya çift el top gömebiliyordum. Türkiye milli takımını oluşturan kişilerle basketbol oynadım, çünkü onlar da BÜ’de okuyorlardı.

Danssal olarak beden algısı, Duygu Aykal röportajını okuduğum 1984 civarında bir zaman başladı.

1983’te işkence-hapis ertesi çalıştığım samahta çok beceriksiz bulundum. 1984’te çalıştığım Edgar Coronado stepte orta veya ortaaltı bulundum.

Motor dilinin zirvesine 1999-2005 arasında seyrettiğim anime ve Uzakdoğu filmleri ile vardım.

Motor dilinin kuramının çıkışını Richard Schehner’den aldım.

Geri kalanı da id, içgüdü, vahşi Tatar kanı karışımından oluşuyor.

Çıplaklığımı hep sevdim. Çok sıcak İzmir yazları buna katkıda bulundu.

Az da olsa, asla giyinik yıkanmadım. Böyle yapan erkek ve kadınların varlığı üniversitelerimizde bile % 40 civarında.

Cinsellik ise, yaşamımda herhalde en şanslı olduğum birkaç konudan biridir. 20 kadınla yatağa girdim. Hiçbiri bir diğerini tanımazdı ve hepsi de beş benzemezdi ama hepsi de aynı kadını bir kadına tamamlayamadılar, o da alaturka dişi ve tümelde hala yok.

Bedenin plastisitesini, özellikle çok zayıf olduğum gençlik yıllarımda çok iyi yaşadım. Eklemlerimin sesini hala biliyorum.

Benim tüm bunlardan sonra başlıyor beden.

O da, 5 temel duyu-dili 2’liden başlayıp 5’liye dek tüm permütasyon ve kombinasyonlarında çeşitlemek ve burada konu beden olduğu için, bunu motor dil veri tabanlı olarak yapmak.

Bedenimin en önemli yanı metafiziğiydi. Bunu; savaş, spor, ibadet, seks, tıp için kullanılan Uzakdoğu Asya Metafiziği’nde beden anlayışında kemale erdirdim. Bu konuda tam bir Asyalı’yım. Ancak, Doğu-Batı sentezini de teoride becermiş momentteyim.

Araya son 10 yıllık bir bedensel suskunluk dönemi girdi ve bu da aşkınlık yarattı.

47 yıl henüz bitmedi ve bedenimin tarihi yeni başlıyor.

Dipnot: Beden üzerine yazdığım metinler, yazarken en az anladığım metinler olagelmiştir. Ancak bu metin, yazarken an be an anladığım ve önünü de açan paragraflardan oluştu.

(4 Nisan 2007)

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder