27 Şubat 2012 Pazartesi

Düşünce-Duygu İlintisi

İnsanların tamamına yakını duygularıyla yaşar. Düşünceleriyle yaşayanlar entellektüel deniyor. entellektüellerinde, sanatçı olanları değil de, bilimci ve düşünür olanları daha çok düşünceyle yaşar. Akademisyenliğin entelejensiyalığı onu düşünceden uzak tutar. Akademisyen, telif yerine, nakil ve tefsir düşünceyle yetinir.

İnsanın düşünceleri olmadan önce, hayvanların da düşünceleri vardı. Memelilerde uzun dönemli belleğin var olduğu hem deneylerle, hem de doğrudan gözlemlerle sabittir.

İnsanın düşüncelerini temelde duyguları besledi.

Bunlardan temel bir coşum sayılan yönelim, (oryantasyon) bir duygu olmasına karşın, o olmaksızın doğru bilgiye düşünce kolayca yönlenemiyor. Bunu insanların çoğunun yalanlara kolayca kanmasından anlayabiliriz.

Düşünce için diğer iki önemli duygu, konsantrasyon ve motivasyondur ki 1980 sonrası doğumlularda bunların bariz eksikliği kognitif psikologlarca gözlenmiş durumda.

Zihinbilimin kurucusu sayılan Freud, düşünceyi temel bir insanlık durumu saymaz. Düşünceyi yüceltmeci bir eğilimle, ancak duygu doumsuzluğunda yaşanılan bir durum gibi ele alır.

Oysa, çok seyrek de çıksalar, bilim tarihine baktığımızda, bazı insanların neredeyse içgüdü düzeyinde bir dürtüyle düşünceye ve bilgiye yöneldiğini görürüz. Milyonlarca kişinin anlamsız saydığı matemitğin tenha köşesindeki bir denklem için 50 yıl uğraşmak, bu kadar uzun süren bir dürtü olmadan mümkün değildir.

Global insan nüfusunda son yüzyılda temel eğitimin, herkesi okuryazar yapma gibi bir sonuca yavaş yavaş yaklaşması, üniversite eğitimini alanların oranının da giderek artması sonucu, tarihsel-kültürel moment olarak, artık insan türünde kognitif eğilimleri doğal olan birkaç kuşak yetişmiştir diyebiliriz ki insan türünde nitelikler ancak böyle kalıcılaşabiliyor. Ancak, genetiğin yerini kültürün alması nedeniyle, Einstein’ın çocukları değil, onun öğrencileri ona yakın bilgide olabilmektedir.

Hala sonucu kesinleşmemiş bir yaklaşımla, zekaları on binde bir gibi oranlarda raslanan yükseklikte çocukları özel bir eğitime tabi tuturak da, düşünce insanları yetiştirmek mümkün olabilmektedir.

(4 Nisan 2007)

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder