27 Şubat 2012 Pazartesi

Kognitif / İnformatik Faşizm

Kognisyon bilginin zihinsel yönüdür. İnformatik bilginin kültürel yönüdür.

Kognikratlar kognisyonu manipule ederler, infokratlar informasyonu manipule ederler.

1. Sanayi toplumunda bürokratlar ve teknokratlar vardı. 2. Sanayi toplumunda kognikratlar ve infokratlar var. Olacak değil, oldu bile.

Kognisyonu; psikologlar, psikiyatristler, eğitimciler, kütüphaneciler, aile manipule eder.

İnformasyonu; gazeteciler, reklamcılar, halklarla ilişkilerciler, propagandacılar, stratejistler, gelecekbilimciler, bilgisayar programcıları manipule eder.

Bugün dünyanın en zengin insanları listesine baktığımızda, ilk 20’de 5 internetçi görürüz, ikisi programcı, biri arama motorcu, ikisi satışçıdır.

2. Sanayileşme 1950’lerde başladığı için, devletler uzun süredir yukarıda sayılan türden insanları istihdam edip, kitlesini daha emin olarak yönetmeye çabalıyor. Yine de, tüm farklı siyasal sistemlere karşılık, aynı eğitim sistemlerinin uygulanışı, bu konuda fazla vizyon bulunmadığının bir göstergesi.

Kaos matematiği gereği, bir sistem tüm noktalarını aynı anda tümüyle denetleyemez, dolayısıyla toplumu değiştirecek olan ayrallar, kendilerine 2. Sanayileşme toplumunda da yaşama hacmi bulabilecekler.

Bu durumda kognitif ve informatik faşizm, dezenformasyon yoluyla kitlenin doğruyu değil, yanlışı yeğlemesini sağlamaktır.

Bunun için yollar ve karşı yollar:

Bilgi kirliliği ve gürültüsü: Bugün internet basınında olsun, matbu basında olsun, aynı kaynakta bile birbirleriyle çelişen bilgiler yer almaktadır. Böylelikle kafa karıştırılmaktadır.

Lümpen hümanizm: İnsan sevgisi bir biçimde insanların sağduyusuna hitap eder. Ancak bir atasözü vardır. Merhametten maraz doğar. Bir tane daha: Bugünün mazlumları yarının zalimleridir.

En çok yalan söyleyenin kazanması: Bu ilk kez Hitler’in dile getirdiği bir gerçek. Hala da öyle. Peşpeşe ABD başkanları Bush ve Obama, apaçık yalanlar söylediler ve sade 4 yıl içinde kabaca % 50 - % 50, ceman % 100 oyları topladılar.

Yumurta değil kapıya dayandıktan, yumurtalar kırıldıktan sora önlem alma: Buna da karşı bir özdeyiş vardır: Hoca kızını testiyi kırmadan döver. Yani koruyucu hekimlik, tedavi hekimliğinden çok daha kolay yöntemler içerir. Örneğin, daha 1970’lerin sonunda Marlboro Türkiye’de gazetelere reklam verdiğinde, hocamız bize bunu sınav sorusu olarak yönelttiğinde, bugünkü sigara yabancı tekeli engellenebilir durumdaydı. Şimdilerde, sigara paketinin üzerindeki acaip sloganların değil, kapalı yerlerdeki yasakların sigara tüketimini düşürmesi gerçeği, konunun böyleliğini gösteriyor.

Standart biyografilerin kendiliğinden öldürücü olması: Bugünün 25 yıl eğitim, 50 sene mesai, 0 yıl emeklilik kurtkapanı ile feodal dönemin yağmur duası, yılın 8 ayı hiçbirşey yapmadan tek ürüne kilitlenme, sonra da aç kalma arasında fazla fark yok. Size bir hikaye veriliyor, siz oyunu ayırdedene dek ölmüş oluyor ve hep  sömürülüyorsunuz.

Kent yaşamı: Artık 10 milyonluk büyükkentler var. Bunun insana doğal şiddet verdiği yeni kanıtlandı. Bunun yanısıra bir de aşırı güvenli ama tekdüze yaşam var. Bu durumda insanlar, televizyonu aptal kutusu olduğu için değil, kafesinden çıkamayan evcil kuş davranışı gösterdikleri için seyrediyor oluyorlar.

Görüldüğü gibi standart söylemlerin ezber bozumu çok kolay. Kognitif ve informatik anti-faşistlik de burada başlıyor zaten...

(11 Eylül 2006 + 19 temmuz 2011)

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder