Brook ‘Açık Kapı’ kitabında şöyle demiş:
“İnsan tiyatroya yaşamı bulmak için gider ama tiyatronun dışındaki yaşamla içindeki yaşam arasında hiçbir fark yoksa, tiyatronun hiçbir anlamı yoktur.”
Bu kadar yanlış birarada, bravo.
Metne, yaşam için ilintili anlamlı olarak insan, tiyatro ile ilintili anlamlı olarak dans / sanat sözcüklerini ekleyelim.
İnsan bir sanat eserini neden zihnine sokar?
Yaşayamadığı duygularını yaşamak için: Tür sineması örnekleri: Korku, güldürü, aşk, vd...
Yeni düşünceler edinmek için: Bazı filmlerdeki doğrusal olmayan zaman tasarımlarını öğrenmek için...
Yeni yollar öğrenmek için: ‘Lao Tzu-Aristo’ dans filmi...
İnsan ve yaşam aynı mıdır?
Hayır: Ölüm ve ölümsüzlük var, eskiden yoktu, artık var.
Zeka / zihin ve yaşam aynı mıdır?
Hayır zihinsiz, ondan önce sinir sistemsiz canlı çok.
Her insan yaşamın her alanıyla ilgilenmez. Her insan her kültürün her alanıyla ilgilenmez. Bir insanın ilgilendiği tikel, tümelin milyonlarca biridir.
Sanat, yaşamı aşabilir mi?
Belki ama Brook’ta değil en azından. Bilimkurgu romanda evet.
Sanatın ve tiyatronun içindeki ve içindeki yaşam aynı olsa bile, tiyatro salonu tehlikesizdir, yaşam alanı tehlike doludur.
Brook, tek bir tümceyle bunları yok saymış. Yolları ve kapılarını kapamış. O bir çıkmaz yol zaten, tiyatroda da, yaşamda da, insanda da, zekada da...
Çinliler, bilmeyen ve bilmediğini bilmeyen birinden korkmak gerktiğini belirtmiş.
Biz de Brook’un zeka ve bilgi eksikliğinden korktuk doğrusu ve okuru uyarmayı bir görev bildik.
(4 + 8 Nisan 2008)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder